Dünya Bankası Kalkınma için Tarıma Yeniden Önem Vermeye Çağırıyor

Available in: 中文, English, Português, Español, русский, Français, украї́нська мо́ва, العربية, Deutsch, 日本語

Basın Bildirisi No: 2008/080/DEC
 
Temas Noktaları:
Washington’da: Merrell Tuck (202) 473-9516
Cep Telefonu: (202) 415-1775
[email protected]
Radyo/TV: Nazanine AtabakI (202) 458-1450
[email protected]
 
WASHINGTON, DC, 19 Ekim 2007 – Son Dünya Kalkınma Raporunda gelişmekte olan ülkelerde tarıma daha fazla yatırım yapılması isteniyor ve 2015 yılına kadar aşırı yoksulluk ve açlığı yarı yarıya azaltma hedeflerine ulaşılabilmesi için tarım sektörünün kalkınma gündeminin merkezine oturtulması gerektiği uyarısı yapılıyor.
 
'Kalkınma için Tarım', başlıklı raporda, tarımsal ve kırsal kesimlerin geçtiğimiz son 20 yıl içinde ihmal ve yetersiz yatırım sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor. Dünyadaki yoksul nüfusun yüzde 75’i kırsal alanlarda yaşarken, gelişmekte olan ülkelerde resmi kalkınma desteğinin sadece yüzde 4’ü tarıma harcanıyor. Genel büyümesi için büyük ölçüde tarıma dayanan bir bölge olan Alt Sahra Afrika’sında da çiftçiliğe ayrılan kamu harcamaları toplam devlet harcamalarının sadece yüzde 4’ünü oluşturuyor ve sektöre uygulanan vergiler yine de nispeten yüksek düzeylerde seyrediyor.
 
Dünya Bankası Grubu yeni bir ‘kalkınma için tarım’ gündemini savunuyor. Dünya Kalkınma Raporuna göre, en yoksul kesim için, tarımdan kaynaklanan GSYİH büyümesi, yoksulluğu azaltmada, sektör dışından kaynaklanan GSYİH büyümesine göre yaklaşık dört kat daha etkili. 
 
Dünya Bankası Grubu Başkanı Robert B. Zoellick, “dinamik bir ‘kalkınma için tarım’ gündemi, gelişmekte olan dünyada kırsal kesimlerde yaşayan, günde 1$’dan daha azıyla geçinen ve çoğu tarımla uğraşan tahmini 900 milyon kişi için yararlı olabilir” diyor. “Tarıma her yönüyle daha fazla önem vermemiz gerekir. Küresel düzeyde ülkeler, piyasa koşullarını bozan sübvansiyonların kesilmesi ve pazarların açılması gibi hayati önem taşıyan reformlar gerçekleştirmeli, diğer taraftan sivil toplum gruplarının ve özellikle de çiftçi kuruluşlarının tarımsal gündemi belirlemede daha fazla söz hakkı olmalı.”

Rapora göre, tarım, temel gıda sektöründe üretkenliği arttırmaya yönelik çalışmalar yapılırsa, yoksulluktan kurtulma yolları sunabilir; küçük çiftçilerle hızla genişlemekte olan yüksek değerli bahçecilik, kümes hayvancılığı, su ürünleri yetiştiriciliği ve süt ürünleri pazarları arasında bağlantılar kurabilir ve kırsal çiftçilik dışı ekonomide istihdam yaratabilir.
 
“Tarımsal büyüme son 15 yıl içinde Doğu Asya’da kırsal yoksulluğun azaltılmasında son derece etkili olmuştur” diyen Dünya Bankasının Kalkınma Ekonomisinden Sorumlu Baş Ekonomisti ve Kıdemli Başkan Yardımcısı Francois Bourguignon, sözlerine şöyle devam ediyor: “Asıl güçlük, özellikle kırsal kesimlerde yaşayan yoksul insanların sayısının hâlâ artmakta olduğu ve en azından 30 yıl daha şehirlerde yaşayan yoksulların sayısını aşmaya devam edeceği Alt Sahra Afrika’sında ve Güney Asya’da, tarımın yoksulluğu azaltmaya yönelik benzersiz gücünü sürdürebilmek ve arttırabilmekte.”
 
Banka, 1980’li ve 1990’lı yıllarda kredilerde yaşanan düşüşün ardından, kendi adına, tarıma ve kırsal kalkınmaya sağladığı desteği arttırmaya devam etmeyi planlıyor. 2007 Mali Yılında 3,1 milyar $’a ulaşan taahhütler, dört yıl üst üste yaşanan artışın bir göstergesini oluşturuyor.
 
AYRINTILI BULGULAR
 
Raporda aynı zamanda, küresel gıda kaynaklarının artan gıda, yem ve biyolojik yakıt talebinin baskısı altında olduğu, enerji fiyatlarının yükseldiği ve toprak ve su kıtlığının giderek daha da arttığı yönündeki uyarıların yanı sıra, iklimsel değişikliklerin etkilerinin altı çiziliyor. Bu da, sonuç olarak, gelecekteki gıda fiyatlarına ilişkin belirsizliği arttırıyor.

Tarım, dünyada kullanılan suyun yüzde 85’ini tüketiyor ve tarım sektörü ormanların azalmasını, toprağın bozulmasını ve kirliliği arttırıyor. Raporda daha sürdürülebilir üretim sistemlerine ulaşmak amacıyla uygulanabilecek önlemler öneriliyor ve çevrenin korunmasına yönelik teşvikler özetleniyor.

Raporda, 170 milyonunun günde 1 $’dan azıyla geçindiği 417 milyon kırsal nüfusa ev sahipliği yapan tarıma dayalı ülkelerde tarım sektörünün genel anlamda büyüme, yoksulluğun azaltılması ve gıda güvenliği açısından son derece önemli olduğu belirtiliyor. Bu ülkelerin çoğu, tarım sektörünün emek gücünün yüzde 65’ini istihdam ettiği ve GSYİH büyümesinin yüzde 32’sini ürettiği Alt Sahra Afrika’sında yer alıyor.

Rapor, Alt Sahra Afrika’sının kalkınmasına yönelik acilen ele alınması gereken sorunların altını çiziyor: tarıma ayrılan yetersiz harcamalar; bağış yapanların acil gıda yardımlarına sağladıkları desteğin yanında gelir arttırıcı yatırımlara yeterince önem verilmemesi; zengin ülkelerin pamuk ve yağlı tohumlar gibi kilit önem taşıyan ürünlere uyguladıkları ticaret engelleri ve sübvansiyonlar ile çiftçilikte baskın bir rol oynayan milyonlarca kadının potansiyelinin yeterince dikkate alınmaması.

Çin, Hindistan ve Fas gibi dönüşüm sürecinde olan ülkelerde tarımın GSYİH büyümesine ortalama olarak sadece yüzde 7 düzeyinde katkıda bulunmasına karşın, hızla azalan kırsal gelirler politik gerginliklerin en önemli kaynağını oluşturuyor. Kırsal kesimler ile şehirler arasındaki gelir farklılığını ve kırsal kesimlerde yaşayan 600 milyon kişinin yoksulluğunu azaltmaya çalışırken büyümeyi felce uğratacak ve yoksul tüketicilere vergi olarak geri dönecek sübvansiyon ve koruma tuzaklarına düşülmemesi için kırsal ve tarımsal kesimlerde dinamizme ihtiyaç duyuluyor.
 
Başta Latin Amerika ve Karayipler ile Doğu ve Orta Avrupa olmak üzere kentleşmiş ülkelerde, tarımın GSYİH büyümesine katkısı sadece ortalama yüzde 5 düzeyinde. Ancak kırsal kesimler hâlâ yoksulların yüzde 45’ini barındırmaya devam ediyor ve tarımsal ticaret ve gıda hizmetleri GSYİH büyümesinde üçte bir gibi büyük bir paya sahip. Geniş kapsamlı hedef ise, küçük çiftçileri modern gıda piyasalarına yönlendirerek kırsal kesimlerde yüksek gelir getirecek istihdam yaratmak.
 
Raporda zengin ülkelerin yoksullara zarar veren politikalarında reform yapmaları gerektiği ifade ediliyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletlerinin, pamuğa uyguladığı ve Afrikalı küçük çiftçilerin fiyatlarını düşüren sübvansiyonlarını azaltması hayati önem taşıyor. Gelişmekte olan biyolojik yakıt alanında ise, hem gıda fiyatlarının yükselmesine yol açan hem de gelişmekte olan ülkelerin verimli üreticilerine yönelik ihracat olanaklarını sınırlandıran kısıtlayıcı tarifeler ve ağır sübvansiyonlar sorun oluşturuyor. Raporda aynı zamanda, küresel ısınmayı en fazla arttıran sanayileşmiş ülkelerin, yoksul çiftçilere, üretim sistemlerini değişen iklimlere göre ayarlamalarında yardımcı olmak için acilen daha fazla önlem almaları gerektiğini ileri sürülüyor.
 
Rapora ve ilgili materyale www.worldbank.org/wdr2008adresinden ulaşabilirsiniz.